Çevirmenlik bir sanattır


Padişah V. Mehmet Reşat, Meşrutiyet ilkelerine özenle saygı göstermiş bir sultandı. Paytak yürüyüşü, şişman gövdesi, sarkık bıyıkları, beyaz sakalıyla sevimli ve kalender bir görünüşü vardı. İttihat ve Terakki iktidarının sultanı, tüm ömründe bir tek gazeteciyle konuşmuş.

Saray Başmabeyincisi Lütfi Simavi Bey'in anlattıklarına bakılırsa "melek gibi bir ihtiyar" mış Sultan

Reşat; çevresine karşı çok iyi davranırmış, kimi zaman "bir padişaha yakışmayacak kadar alçakgönüllüymüş."



Yaşamında konuştuğu tek gazeteci bir İngiliz'miş.

 Sultan ile gazeteci arasında çevirmenliği Başmabeyinci Lütfi Simavi Bey yapmış.

Konuşma sırasında İngiliz gazeteci padişahın düşkün durumuna bakarak Lütfi Simavi Bey'e demiş ki:

"-Doğrusu Haşmetli Sultan'ın bu kadar ihtiyar olduğunu bilmiyordum..."

Mehmet Reşat meraklanmış:

"-Ne diyor?"

Çevirmen ne desin:

"-Sizi umduğundan genç bulduğunu söylüyor efendimiz."

Sultan İngiliz'e bakmış:

"-Çok şükür bu kefere gibi çökmüş değilim."

Lütfi Simavi bu kez konuşmayı ilgiyle izleyen İngiliz gazeteciye dönmüş:

"-Sultan sizin kadar genç olmadığını, devlet işlerinden yıprandığını söylüyor."

Çevirmenlik bir sanattır.




"Düşünüyorum öyleyse vurun  İlhan Selçuk" alınmıştır




Yorumlar

Belgeseller

Bu blogdaki popüler yayınlar

NUŞİREVAN'IN ADALETİ

Nihal Atsız'ın "Topal asker" şiirini yazmasına neden olan olay

Cehennem Adası