Depremde nerede durmalı?
Adım Doug Copp.
Dünyanın en tecrübeli
kurtarma birimi Amerikan Uluslar arası Kurtarma Ekibi' nin kurtarma şefi ve
afet olayları müdürüyüm. Bu makaledeki bilgiler bir deprem anında hayat
kurtaracaktır.
875 yıkılmış binaya
sürünerek girdim, 60 ülkeden kurtarma ekipleriyle çalıştım, birçok ülkede
kurtarma ekipleri oluşturdum ve çok sayıda ülkede birçok kurtarma ekibinin
üyesiyim. 2 Yıl boyunca birleşmiş milletler felaket 'azaltma' uzmanıydım.
1985'ten beri aynı anda gerçekleşenler hariç dünyadaki bütün büyük felaketlerde
çalıştım.
1996'da benim hayatta
kalma metodumun geçerliliğini ortaya koyan bir film yaptık. Türk hükümeti, İBB,
İstanbul Üniversitesi, Case yapımcılık ve ARTI bu pratik ve bilimsel testin
filme alınmasında işbirliği yaptılar:
"İçinde 20 maket
olan bir okulu ve evi yıktık. 10 maket 'çömel/korun' metodu uygularken, 10
maket 'hayat üçgeni' metodumu uyguladı. Tasarlanan yıkımdan sonra görüntüleri
filme almak ve sonuçları Belgelemek için binaya girdik.
Bina yıkımlarında
oluşabilecek şartlarda direk olarak gözlenebilen ve bilimsel şartlar
altında hayatta kalma
tekniklerimi uyguladığım film 'çömelip korunan/saklanan' kişiler için hayatta
kalma şansının sıfır olduğunu ortaya koydu."
Hayat üçgeni metodumu
kullananlar için hayatta kalabilme şansı yaklaşık olarak % 100 oldu.
Bu film Türkiye'de ve
Avrupa'nın geri kalan kısmında milyonlarca izleyici tarafından izlendi.
Bu film ABD, Kanada ve
Güney Amerika'da RealTV programında izlendi.
Enkazına girdiğim ilk
bina 1985 Mexico City depreminde bir okuldu. Bütün çocuklar sıraların
altındaydı.
Her bir çocuk
kemiklerinin kalınlığına kadar ezilmişlerdi. Sıralarının yanındaki koridorlara
uzanmış olsalardı hayatta kalmış olabilirlerdi. Bu 'ayıptı, gereksizdi' ve
çocukların neden koridorlarda (sıraların arasında) olmadığını merak ettim. O
an, çocuklara bir şeyin/eşyanın altına saklanmalarını n söylendiğini
bilmiyordum.
Basitçe ifade edilirse,
binalar yıkılırken, objelerin üzerine düşen tavan ağırlığı veya içerideki
mobilyalar bu nesnelere
çarparken yanlarında bir yer, boşluk bırakırlar. Bu boşluk benim ' HAYAT ÜÇGENİ
' dediğim alandır. Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha az
ezilecektir.
Nesneler ne kadar az
ezilirse boşluk ve bu boşluğu kullanan kişinin kurtulma olasılığı o kadar
artar.
Bir dahaki sefere
televizyonda yıkılan bina izlerken gördüğün üçgenleri say. Heryerdeler.
Deprem anında hayatta
kalma, ailelerine bakma ve başkalarını kurtarma hakkında 750 bin nüfuslu
Trujillo kentinin İtfaiye bölümünü eğittim. Trujillo İtfaiye Departmanının
kurtarma şefi Üniversitede profesördür.
Bana her yerde eşlik
etti. Kişisel ifadeleridir:
'Adım Roberto Rosales.
Trujillo kurtarma ekibi şefiyim. 11 yaşındayken çöken bir binada mahsur kaldım.
Mahsur kalışım 1972
yılında 70.000 kişini öldüğü depremde oldu. Erkek Kardeşimin motosikletinin
yanında oluşan 'hayat üçgeni' içinde hayatta kaldım.
Yatakların, sıraların,
masaların altına giren arkadaşlarım ezilerek öldüler. Ben hayat üçgeninin
yaşayan örneğiyim. Ölenler 'çömel ve korun' örnekleridir.
DOUG COPP'UN ÖNERİLERİ
1) 'Binalar çökerken
basitçe 'çömelen/korunan' kişiler istisnasız her defasında ezilerek ölür.
Masa, araba vs
nesnelerin altına giren kişiler her zaman ezilirler.
2) Kediler, köpekler ve
bebeklerin hepsi doğal şekilde dizlerini ana rahmindeki gibi karınlarına
çekerek kıvrılırlar. Deprem anında siz de böyle kıvrılmalısınız. Bu doğal bir
güvenlik ve hayatta kalma içgüdüsüdür. Daha küçük bir boşlukta hayatta
kalabilirsiniz. Hafifçe ezilecek ama yanında boşluk yaratacak bir kanepe, geniş
büyük bir eşyanın yanında durun.
3) Ahşap evler deprem
anındaki en güvenli yapılardır. Sebebi basittir; ahşap esnektir ve depremin
zorlamasıyla hareket eder. Eğer ahşap bina çökerse geniş yaşam boşlukları
oluşur. Ayrıca, ahşap binalar daha az yıkılış ağırlığına sahiptir. Tuğla
binalar ayrı parçalara bölünürler. Tuğlalar birçok yaralanmalara sebep olsalar
da beton bloklardan daha az ezilmiş vücutlar yaratırlar.
4) Eğer gece yatarken
deprem olursa, basitçe yuvarlanarak yataktan düşün. Yatağın çevresinde güvenli
bir boşluk oluşacaktır. Oteller deprem anında yatakların yanında yere
uzanılmasını belirten bir uyarı notunu her kapının arkasına asarlarsa
depremlerde büyük hayatta kalma oranlarını sağlayabilirler.
5) Televizyon izlerken
deprem olursa ve kolayca kapıdan veya pencereden dışarı kaçmak mümkün değilse,
kanepe veya büyük bir koltuğun/sandalyenin yanında cenin pozisyonunda
kıvrılarak yere uzanın..
6) Bina çökerken kapı
kirişlerinin altına geçen herkes ölür. Eğer kirişlerin altına geçerseniz ve
kapı kirişi öne/arkaya doğru düşürse tavanın altında ezilirsiniz. Eğer kiriş
yana doğru yıkılırsa ikiye bölünürsünüz.
Her durumda ölürsünüz!
7) Hiçbir zaman
merdivenlere gitmeyin/yönelmeyin. Merdivenler ana binadan farklı bir 'frekans
aralığına' sahiptir; ana binadan bağımsız olarak sarsılırlar. Merdivenler ve
binanın geri kalanı merdivenlerin yıkılışı gerçekleşene kadar devamlı olarak
birbirlerine çarparlar. Merdivenlere ulaşanlar ise basamaklar yüzünden
yaralanır veya korkunç şekilde sakatlanırlar.
Bina yıkılmasa da,
merdivenlerden uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en muhtemel
kısmıdır. Depremde yıkılmamış olsa dahi, merdivenler kaçmaya çalışanların aşırı
yüklenmesi ile çökebilir. Merdivenler binanın geri kalan kısmı zarar görmemiş
olsa
da her zaman güvenlik
açısından kontrolden geçirilmelidir.
8) Binanın dış
duvarlarına yakın yerlerde durun, mümkünse dışına çıkın. İç kısımlardansa dış
kısımlara yakın yerlerde olmak
daha iyidir.Dış çevreden
ne kadar içeride olursanız, çıkış yolunuzun kapanma ihtimali o kadar
artacaktır.
9) Aynen Nimitz
yolundaki katlar arasında yıkılan blokların meydana getirdiği gibi, deprem
anında üst yolun yıkılmasıyla ezilen araçların içinde bulunanların hepsi öldü.
San Francisco depreminde ölenler de araçlarının içindeydi. Oysaki dışarı çıkıp,
aracın yanına uzanarak/oturarak kolaylıkla hayatta kalabilirlerdi. Ezilen bütün
araçların yanında (kolonların
direk üzerine düştüğü
araçlar hariç) 3 feet yükseklikte boşluklar oluşmuştu.
10) Enkaz halindeki
gazete ofislerini ve çok miktarda kağıt bulunan ofisleri dolaşırken kağıdın
sıkışıp ezilmediğini keşfettim.
Kağıt
yığınlarının/kümelerinin etrafında geniş boşluklar bulunur/oluşur.
Bu mesajı mümkün olduğu
kadar çok kişiye iletmeniz önemle rica olunur.
Yorumlar
Yorum Gönder