Hıyarın faydaları
Bunları okuduktan sonra salatalığa çok daha farklı gözle
bakacaksınız!!!
Olağanüstü Salatalık
Bir süre önce bu bilgiler "The New York Times" gazetesinde yayımlandı.
1. Salatalık, günlük ihtiyacınız olan birçok vitamini içerir. Tek bir tanesinde Vitamin B1, Vitamin B2, Vitamin B3, Vitamin B5, Vitamin B6, Folik Asit, Vitamin C, Kalsiyum, Demir, Mağnezyum, Fosfor, Potasyum ve Çinko ihtiva eder.
2. Öğleden sonra yurgunluk mu hissettiniz? Kahveyi, çayı, soğuk içecekleri bir taraf bırakın ve bir salatalık yiyin. Salatalık iyi bir B vitaminler ve Karbohidratlar kaynağıdır ve yediğinizde saatler sürecek yorgunluğunuzu kısa bir sürede ortadan kaldırır.
3. Banyo veya duştan sonra aynanızın buğulanmasından şikayetçi misiniz? Bir salatalık dilimini alıp aynayı ovun. Hem buğulanma yok olacak hem de pırıldayan bir aynaya ve nefis bir kokuya sahip olacaksınız.
4. Haşereler bahçenizi veya saksı bitkilerinizi mahvediyor mu? Bahçeniz için bir aluminyum tabağa (ya da aluminyum folyoya) salatalık dilimlerini koyup, ortada bir yere yerleştirin. Saksılarınıza ise birkaç dilimi toprağın üzerine yine aluminyum tabak veya folyo ile yerleştirin. Bütün mevsim haşerelerden kurtulacaksınız. Salatalıkdaki kimyasallar aluminyum ile etkileşerek insanların algılayamadığı ama haşereleri deli eden bir koku yayar ve onların ortadan kaybolmalarına neden olur.
5. Bayanlar, sokağa çıkmadan önce veya denize-havuza girmeden önce bir süreliğine selülitlerinizden kurtulmak ister misiniz? Sorunlu bölgelerinizi birkaç dakika süreyle salatalık dilimleriyle ovun. Salatalıkdaki fitokimyasallar derinizdeki kollajenlerin gerilmesini sağlar, dış tabakayı sıkılaştırarak selülitlerin görüntüsünü azaltır. Aynı şekilde kırışıklıklara da iyi gelir (özellikle de göz civarları için)
6.Baş ağrısından kurtulmak ister misiniz? Yatağa girmeden önce birkaç dilim salatalık yiyin ve ertesi sabah dipdiri, baş ağrısız kalkın. Salatalık, vücudun kaybetmiş olduğu gerekli besinleri takviye edici yeterli miktarda şeker, B vitaminleri ve elektrolitleri ihtiva ettiği için yediğiniz birkaç dilim sorunlarınızı hemen yok eder.
7. Özellikle diyet yapanlar, açlık dürtünüzü ortadan kaldırmak mı istiyorsunuz? Salatalık yiyin.
8. Evinizde ayakkabı boyanız mı kalmadı? Taze kesilmiş bir salatalık ile ayakkabınızı ovalayın. İçerdiği kimyasallar ayakkabınıza hem harika görünen bir parlaklık verir hem de deriyi su geçirmez hale getirir.
9. Evinizde bir kapı, pencere ya da benzer bir şey gıcırtı mı yapıyor? Bir dilim salatalık alıp gıcırtı yapan yerlere sürtün (tabii sürtünme yapan yerlere, menteşenin dışına değil!!) gıcırtı gidecektir.
10. Kendinizi gergin, bitkin mi hissediyorsunuz (özellikle ders çalışan öğrenciler, yeni bebek sahibi olmuş anneler ve diğer herkes) ? Bir tas kaynar suyun içine bir bütün salatalığı ince dilimler halinde keserek koyun. Tası da bulunduğunuz odada uygun bir yere koyun. Salatalıkdaki kimyasallar ve diğer besinler kaynar suyun içine girince tepki gösterirler ve suyun buharı ile birlikte bulunduğunuz odaya yayılarak nefis bir aroma yayarlar. Bu aroma sizlerin tüm gerginliğini alarak sakin kişiliğinize dönmenizi sağlayacaktır. Özellikle öğrenciler bunu denemelidir.
11. Yemek yediniz (örneğin kebap) ve ağzınızdan kötü koku yayıyorsunuz. Bir salatlık dilimini alıp dilinizle damağınıza yerleştirin ve en az 30 saniye öyle tutun. Ağzınızda kötü kokulara neden olan bakterilerin fitokimyasallar sayesinde ölmesi nedeniyle bu sorundan kurtulmuş olacaksınız. (Soğan-sarmısak kokusu konusunda bir bilgi yok. Bunu da siz deneyin ve sonucu görün.)
12. Evyelerinizi, lavabolarınızı çevreye zarar vermeyecek bir şekilde temizlemek ister misiniz? Bir dilim salatalığı alıp temizlemek istediğiniz yeri ovun. Sadece yılların birikimi lekeleri kirleri temizlemekle kalmaz, ayrıca güzel bir parlaklık verir temizlediğiniz yere. Bunun yanında elleriniz de o temizlik malzemelerin verdiği zararlardan kurtulmuş olur.
13. Kalemle yazarken bir hata yaptınız ve hatayı silmek istiyorsunuz. Salatalık kabuğunu alıp yavaş ve nazikçe silmek istediğiniz yazıya sürtün. Boya kalemlerinde ve keçe kalem yazılarında da oldukça yararlı. (Bilirsiniz bazen çocuklarımız duvarlara yazılar yazar, resimler yaparlar. Onlarda da deneyebilirsiniz.)
BİLGİLENDİRMEK İÇİN PAYLAŞALIM...
Çocuğu severken şimartmayın
Çocuk
eğitimi
Her çocuk ayrı
bir dünyadır. Çocuk yetiştirmek ise en kutsal, en büyük, en zor ve hayat boyu
devam ettirilmesi gereken en önemli sanattır. Gelecek açısından düşünüldüğünde
bu konunun önemi her geçen gün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Daha doğacak çocuk
anne karnında iken anne babaların kafasında birçok soru işareti oluşur. Kız mı
erkek mi olacak? Sağlıklı doğup büyüyecek mi? Ailemizde ve günlük hayatımızda
nasıl bir değişiklik olacak? İleride nasıl bir insan olacak? Okul başarısı iyi
olacak mı? Nasıl bir meslek sahibi olacak? Hayatta başarılı olacak mı? ve buna benzer yüzlerce soru ile çocuğu beklemeye
koyulurlar.
Bütün bu
soruların ve bazı bilinmeyenlerin yanı sıra çocukların psikososyal gelişimini ve kişilik gelişimini doğru
yönlendirmek anne babaların en önemli görevlerinden biridir. Bu görevin tam ve
eksiksiz olarak yapılması ise her açıdan çok önemli ve bir
çok yönden zordur. Her ne kadar doğuştan ve genetik olarak alınan
özellikler olmasına karşın, her çocuğun ayrı bir fiziksel yapısı, kişilik özelliği, davranış paterni, psikososyal özellikleri,
anlayışı, duygusal yapısı, zekâ kapasitesi ve ruhsal gelişimi bulunmaktadır.
Bütün bu özellikler, aile ortamı ve devamlı değişen çevre şartları ile
etkileşince ortaya birçok yönü ile anne babadan farklı bir biyopsikososyal yapı ortaya çıkmaktadır.
Çocukları anlamak
Çocukların genel
davranış özelliklerini tam olarak anlamak ve onların ruh dünyalarına inmek
onların psikososyal gelişimini yönlendirmek açısından
çok önemli bir noktadır. Anne babaların çocukların ruh dünyalarına inmeden
yönlendirme ve eğitim gayretleri, çoğu zaman hedefine ulaşmaz. Anne babalar her
gün birlikte oldukları, günlük aktiviteleri birlikte yaptıkları çocuklarını
bazen tam olarak tanıyamamakta ve onların psikososyal
gelişimini iyi yönde yönlendirememektedir.
Bazı anne babalar, çocuklarının sadece fiziksel bakımlarına yönelik
beslenme, barınma, sağlık problemlerini gözetip onların olaylar karşısındaki
düşüncelerini, tepkilerini, yorumlarını, üzüntülerini, sevinçlerini, ruhsal
yönlerini gerektiği kadar hesaba katmazlar. Kişisel görüşme ile haberleştiğimiz
Amerikalı acil müdahalelerde bulunan bir sağlık mensubu şu yakınmaları dile
getirerek endişelerini belirtiyordu ''
acil sağlık müdahaleleri yaparken olaylardan çocukların etkilendiğini ve bazı
psikolojik problemlerin oluştuğunu görüyorum, anne babalara veya bakım veren
kişilere çocukların sıkıntılarını bahsettiğimde, onların bana cevabı onlar çocuk
ne olacak ki şeklinde oluyor. ben buna dayanamıyorum ve çok üzülüyorum, çocuklarında ruh
dünyası var '' .Gerçekten de bazı
zamanlar günlük olaylar ve gelişmelerin arasında çocukların olaylar karşındaki
ruhsal tepkisi en son akla gelecektedir.
Çocuğa ayrılan
vakit
Her anne baba
çocuklarının gelişimi ve onların ruhsal yönleri ile çok ilgilendiklerini söyler
ama kendi kendilerine oturup ''çocuğuma bu gün ne kadar vakit ayırdım ?'' diye
sorduklarında, kendilerini tatmin eden cevabı çok azı alır. Amerikalı bir
profesörden aldığım bir bilgiye göre A.B.D. de yapılan istatistiklerde bir
babanın çocuğunu günlük görme süresi 7 saniye olarak bulunmuş. Yani aynı çatı
altında yaşayan birbirinden apayrı, ayrı dünyalarda insanlar. Peki, bu durum
hangi sonuçları getirir? yani anne babaların
çocuklarının ruhsal yönü ve psikososyal gelişimi ile
ilgili eksiklikleri hangi sonuçları doğurur? Bunun cevabını düşündüğümde her
biri ayrı bir ''gelecek '' olan çocuklar ile ilgili çok karamsar düşünceler
aklıma gelmektedir. Bu nedenle bu konuyu ileri bir tarihte, ayrı bir başlık
altında incelemek istiyorum.
Hatta 2000li
yıllarda bırakın ruhsal gelişimi yönlendirme ve mevcut ruhsal sorunları, dünyada
milyonlarca çocuk kötü bakımdan, basit sağlık sorunlarından, kazalardan, salgın
hastalıklardan, anne baba ihmaline bağlı nedenler ile hayatını
kaybediyor.
Ruhsal gelişime
etkiler
Her bir çocuğu
ayrı bir dünya olarak kabul edip, onların ruh dünyasına inebilmek, ancak eğitim,
anne baba bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi ile olacaktır. Ayrıca aile
yapısının güçlendirilmesi, aileye sunulan imkânların artırılması, ailenin
sosyokültürel ve sosyoekonımik açıdan desteklenmesi,
çocukların yaşadıkları ortamların, çevre imkânlarının, devletin sağlayacağı
imkânların çeşitliliği ve kalitesi bu sorunların oluşması ve sürecinde etkili
olabilmektedir.
Çocuk eğitiminde
çocuğun gerektiği şekilde yetiştirilmesi ve onun topluma hazırlanması, büyük
ölçüde anne babanın hayatın ilk gününden itibaren çocuk ile ilgilenmesi, onun
ile karşılıklı etkileşimi, ona değer vermeleri, kişilik yapısına saygı
duymaları, ona yeterince vakit ayırmaları, onun bakım, beslenme ve korumasını
sağlamaları, sevgi ihtiyacına karşılık vermeleri, ideal bir aile ortamı
hazırlamaları, ona karşı ideal tavırları, tepkileri, tutumları etkili
olmaktadır. Burada etki tepki
prensibini hatırlatmak yerinde olur, anne babanın direk çocuğa yönelik veya gün
içerisinde ki herhangi bir davranışı, sözü, tavrı, tepkisi ve yorumunun çocuk
üzerinde bir mutlak bir etkisi olacaktır. Ve bu etkinin çocukta yansımaları iyi
veya kötü yönde görülecektir. Aynı şekilde çocuğun her konuşması, davranışı ve
yorumuna anne babanın tepkisi de çocuğun kişilik gelişiminin şekillenmesine
neden olmaktadır. Yani çocuğu yanlış bir şey yaptığında ve bunu tekrarladığında
sessiz kalan bir ebeveyn dolaylı olarak
'' ben bu davranışı destekliyorum '' mesajı verir. Diğer taraftan çocuğun
olumlu davranışını onaylamayan bir ebeveyn çocuğa yine dolaylı olarak '' bu
davranışın benim için önemli değil, olsa da olur olmasa da '' mesajını verir.
Bununla birlikte görmezlikten gelinen tekrarlayan hatalar giderek büyür, olumlu
davranışlar ise giderek azalır. Çocukları her an kontrol etmek her yaptıkları
konusunda haberdar olmaya çalışmak çocuğu ruhsal gerilime itebileceği gibi,
diğer yandan çocuğu kontrolsüz ve kendi halinde bırakmakta çocuğun önü
alınamayan davranış problemleri geliştirmesine zemin hazırlayacaktır. Bu iki
kutbun ortasında hareket alanı ideal olanıdır.
Burada hemen şunu
belirtmek gerekir ki günümüz iletişim ve etkileşim toplumunda çocuğun gelişimi
konusunda anne babalar üstlerine düşen her türlü görevi yapsa bile akraba
çevresi, okul ortamı, arkadaş ve sosyal çevresi, dışarıdan gördükleri,
duydukları da gelişim ve ruh sağlığı açısından çok önemli olmaktadır. Anne
babalar bazen kendileri haricinde oluşan etkiler konusunda oldukça çaresiz
kalabilmektedir. Yani hem ev içerisinde çocuğa gereken yönlendirme, hem de onun
ev dışında psikososyal gelişimine kötü yönde etkide
bulunacak etkenlerden koruma, ikisini de sağlamak ideal gelişim açısından gerek
ve yeter şart olmaktadır.
Yapılması
gerekenler
Anne babaların
çocuklarının normal bir şekilde psikososyal gelişimini
sağlamak ve uygun eğitimi vermek için yapmaları gereken şeyleri şu şekilde sıralayabiliriz: Dengeli eğitim ve
yönlendirme, Anne babanın kendi aralarındaki söz ve davranış birliği, Çocuğa
karşı aşırı hoşgörü veya aşırı disiplin uygulamalarından kaçınmaları, olaylar ve
ilerleyen süreç içerisinde çocuğa yansıyan davranışlar olarak tutarlı
olmaları ve zaman aşımından dolayı
farklı farklı tepki vermemeleri, Çocuğa tepkilerinin
yersiz ve abartılı olmaması, Güzel ve faydalı şeylerde çocuğun davranışlarının
onaylanması, Hatalı durumlarda uygun bir şekilde cezalandırılmaları, Yapılan
yanlışları sonucunda sadece kızmak değil
nedenini mantık çerçevesinde açıklamaları ve ona doğru olan hedefi vermeleri , Onlara
her yönüyle değer vermeleri, Kişilik
yapılarına saygılı olmaları, Onlara söz hakkı tanımaları, Sevildiklerini hissettirmeleri, Onlara güven
duygusunu aşılamaları, Sosyal ve psikolojik gelişimini yakından takip etmeleri,
Gösterilen davranış problemlerine karşı duyarlı olmaları, zamanında ve erken
müdahaleyi sağlamaları , Kendi
psikolojik sıkıntılarını çocuklara yansıtmamaları, onlardan gelişim ve
kapasitelerinin üzerinde beklentiye girmemeleri, Onlara yeterince zaman
ayırmaları, Onların sosyal çevrelerinin farkında olmaları şeklinde
özetlenebilir.
Yorumlar
Yorum Gönder